İnsan yaşamı boyunca birçok zorluk ve üzüntü yaratan olayla karşılaşır. Bunlardan bazıları ortaya çıkışının ani oluşu, korku-dehşet yaratması, çaresizlik hissettirmesi ve olağan dışılığı itibariyle diğerlerinden ayrılır. Bireyin ruh sağlığında, bu olayların yarattığı etkiler ruhsal travma olarak adlandırılabilir. Olayın korku, dehşet, çaresizlik yaratması kadar oluş şekli, zamanı, birdenbire ortaya çıkması, bir ölüm, yaralanma, kayba yol açması, ruhsal travma olarak adlandırılmasına yol açar.
Doğal afetler, kazalar, savaş, işkence, kaçırılma, cinsel saldırı, beklenmeyen ölümler, ciddi-ölümcül hastalıklara yakalanma, yakınların kayıpları başlıca ruhsal travma nedenleri arasındadır. Belli meslekler, madde bağımlıları, dezavantajlı gruplar ruhsal travma ile daha çok karşılaşırlar. Ruhsal travma ile karşı karşıya kalan insanların karşılaştıkları başlıca psikiyatrik sorunlar depresyon, kaygı bozukluğu ve postravmatik stres bozukluğudur.
Travma sonrası stres bozukluğı genelde ruhsal travmadan sonraki ilk 6 ay da ortaya çıkar ve şikayetler 1 aydan uzun sürer.Hatta bazı bireylerde arada dalgalanmalar göstermekle beraber ömür boyu sürebilir. Alkol ve madde kullanımı eşlik edebilir. Aynı travmaya maruz kalan her bireyde travma sonrası stres bozukluğu aynı sıklıkta ortaya çıkmamaktadır. Kadınlarda erkeklere göre, daha önce psikiyatrik hastalık geçirenlerde daha sık ortaya çıkmaktadır. Örneği deprem yaşayanların % 20’sinde travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Travma ne kadar şiddetli ise ruh sağlığında yol açtığı etkiler o kadar ağırdır ve o kadar uzun sürelidir.
Travma sonrası stres bozukluğunda başlıca yakınmalar;
Uykusuzluk, uykuya daldığında ise kabuslar,
Olaya ait anıların rahatsız hatta huzursuz edici biçimde sık sık hatırlanması,
Devamlı olarak olayın tekrar yaşanacağı korkusu,
Kolay irkilme,
Kolay sinirlenme,
Geleceğe dair planlar yapamamak,
Çevreye yabancılaşarak, diğer insanların yaşadıklarını anlamadıkları empati kurmadıkları duygusu,
Travma yaratan olayı hatırlatan anıları tazeleyen hallerde huzursuzlık ve benzer durumdan kaçınma ilk akla gelenlerdir.
Söz konusu olayı unutma çalışmak, zamana bırakmak çoğunlukla unutmayı ve travmanın uzun süreli etkilerinden kurtulmayı sağlamadığı öte yandan; sorunlarını paylaşan, yardım arayan, profesyonel destek alanların şikayetleri daha hızlı iyileştiği bildirilmiştir. Aynı zamanda sosyal destek iyileşmeyi hızlandıran faktörlerden.
Gebelik ve doğum sürecinde ortaya çıkan sorunlar, anne ve anne adayında travma sonrası stres bozukluğunu tetikleyebilir. Gebelik sırasında düşük, anne karnında ölüm, anomalili fetus, gebelik komplikasyonları, erken doğum, lohusalık döneminde ise travmatik doğum, doğum sırasında veya sonrasında bebeğin kaybedilmesi, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeğin uzun süreli takip ve tedavisi, aile içi şiddet, kaza, afet, saldırı, yaralanma ruhsal travma yaratan nedenler arasındadır. gebe veya lohusa daha önce benzer bir problem yaşadıysa şikayetler çok daha ağır olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu ile karşılaşma oranları gebe ve lohusalarda farklı çalışmalarda % 4-6 arasında bildirilmektedir.
Doğum sonrası 1-6. aylar arasında daha yüksek oranda travma sonrası stres bozukluğu ile karşılaşılabilir. Gebeliği özgü olan önemli bir farklılık, önceki gebeliğinde travmatik bir olay yaşayan kadınların önemli bir bölümü tekrar gebe kalmakta, dolayısıyla gebeliğinde aynı sorunla tekrar karşılaşma korkusu ve kaygısı ile karşılaşabilmekte bu da travma sonrası stres bozukluğunun daha şiddetli yaşanmasına neden olabilmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğunda mutlaka uzman bir psikiyatrist ve eş güdümlü çalışan bir klinik psikolog tarafından tedavi süreci yürütülmelidir. İlaç tedavilerine psikiyatrist kontrolünde başvurulabilir. Ruhsal travmaya yol açan olaylardan etkilenen bireyler yaşananların ruhsal bir rahatsızlık olduğunu, tedavi edilebileceğini bilmemeleri, sorunlarını konuşmaya utanıp sıkıldıkları için psikiyatriste başvurmuyor olabilir. Yardım aramaya çekinme, umutsuzluk, olayı hatırlamaktan kaçınma, insanlara güvenini kaybetme tedavinin başarısını azaltır.
Kaynaklar
Yıldız PD, Ayers S, Phillips L. The prevalence of postraumatic stress disorder in pregnancy and after birth.A systematic review and meta-analysis. Journal of Affective Disorders. 2017; 208: 634-645
Khoramroudi R. The prevalence of postraumatic stress disorder during pregnancy and postpartum period. J Family Med Prim Care. 2018; 7: 220-223
Comments